kız çocuklarını diri diri toprağa gömmek

cahiliye devri'nin en bilinen özelliklerinden. şu entryi kesinlikle okuyun; (#4088438)

topraktan yaratıldığının bilincinde olmayan gözü dönmüş putperestlerin işi. hamdü senâlar olsun ki o putperestler akıl fikir sahibi oldu, müslümanlığa terfi etti. fakat aynı kız çocukları şimdi de sıfır alaka ve sonsuz bir umursamazlık ile diri diri kapkaranlık bir cehennemin tam ortasına gömülüp kaderlerine terk ediliyor. nerden baksan, neresinden tutsan ahmakça.

cahiliye devrinde çeşitli sebeplerden dolayı yapılan bir olay bazıları kıtlık sebebiyle çocuklarına bakamadıkları için -erkeklerin daha çok işe yaradığı gerekçesiyle genelde kız çocukları seçilir- gömerek öldürüldüğünü, bazıları borçları karşılığı kız çocuklarını almasınlar diye namus kapsamında ":)" bu işi yaptığını, bazılarıysa hala günümüzde de var olan kız çocuğunun olmasından utandığı için bu caniliği yaptığını söyler bütün bu sebeplerden tiksiniyorum ama en çok da kız çocuğunun doğmasından utananlara iflit oluyorum. sanki kendi gökten zembille indi pezevenk

cahiliye devrinden sonra kurtulduk. neyse ki artık sadece recm uygulanıyor çok şükür oh yes.

adım gibi eminim bunun neden yapıldığını çoğu insan asla bilmez. ki, düne kadar ben de bilmiyordum açıkçası. ve cahillik deyip işin içinden çıkıyordum. ancak bunun nedeni şuymuş; islamiyet gelmeden önce arap coğrafyasında (mekke'den bahsediyorum tabii) fuhuş ve faizcilik o kadar çok başını alıp gitmişti ki zenginlerden faizle paran alan yoksul insanlar borçlarını ödeyemediğinde zenginler onların kız çocuklarını ellerinden alıp kerhanelerde zorla fuhuş yaptırıyormuş. hem de yaşları kaç olursa olsun. insanlar da küçücük kız çocuklarının fuhuş yapmasını istemediği için onları diri diri toprağa gömüyormuş. tabii burada işin üreme kısmı vb. var ancak bir insanın üreme hakkı, onun en temel hakkıdır. ve yine maalesef, bilinç olmadığı sürece insanlar üremeye devam edecektir. dediğim gibi, maalesef en temel hakları. maalesef diyorum, bunun nedeni sadece şu; bu kadar eşitsizliğin ve adaletsizliğin olduğu bir dünyaya çocuk getirip onun da kendisi gibi sürekli ezilmesini göze alan her ebeveyn ahmaktır. özetle: bu eylem çok ciddi bir sosyal eşitsizlik yüzünden meydana gelmiştir. niyeyse hiçbir din bezirganı bu hakikatten bahsetmez. bana denk gelmedi açıkçası. hatta tam tersi, yıllardır onların tek derdi, ramazanda "götüme su kaçarsa orucum bozulur mu?" zırvalıkları oldu. orospu çocukları!

onlarla genç yaşta evlenip koruduğunu sanmakla aynı şeydir benim gözümde. kimsenin ahlakını sorgulamak bize düşmez tabi. ama benim bu konudaki denklemim basit mesela. eğer ana-babaysan çocuğun<partnerin-5 olmalı. yani çocuğunun annesinden sonraki partnerlerin çocuğundan en az 5 yaş büyük olmalı. çocuğun yoksa takıl. kimse kendine uygulamak zorunda değil. ama uygulamayanlar hakkında kötü düşüncelerim var. kimseyi zorlamam ama eleştiririm. çünkü canım öyle istiyo.

kodumun cahilleri

Enam/140 - Bilgisizlikleri yüzünden beyinsizce çocuklarını öldürenler ve Allah'ın kendilerine verdiği rızkı, Allah'a iftira ederek (kadınlara) haram kılanlar, muhakkak ki ziyana uğramışlardır. Onlar gerçekten sapmışlardır ve doğru yolu bulacak da değillerdir. * Yoksulluk, gelecek kaygısı, soyun erkeklerce devam etmesi gibi temel motivasyonları var. Ama unutmayın bahsi geçen dönem ve mekan hala birçok inanışa ev sahipliği yapan bir yer. Doğum kontrolünün olmadığı ve insanların evlatlarının bolluğuyla övünüldüğü bir zamandan bahsediyoruz. O yüzden istenmeyen çocuklarını öldürürken bile bir dayanak noktası icat ediyorlar; kız çocuklarını inandıkları ilahlara armağan edip erkek çocuklarını kendilerine armağan ediyorlar. Hafiften bir şark kurnazlığı durumu var. Kuran'da buna bir sürü örnek var. O dönemin otoritesi kimse artık kendi lehlerine olan şeyleri sürekli Allah'a ya da herhangi bir inanışa isnad edip meşruyet kazandırıyorlar. Mesela şöyle anlatılır bu tutum: 57 - Onlar, Allah'a kızlar isnad ediyorlar. O, bundan münezzehtir. Kendilerine ise erkek çocukları isnad ederler. 58 - Halbuki onlardan birine, kız doğum haberi müjdelendiği zaman içi öfkeyle dolar, yüzü kapkara kesilir. 59 - Kendisine verilen müjdenin kötülüğü, dolayısıyla kavminden gizlenir. Şimdi acaba o çocuğu zillet ve horluğa katlanarak saklayacak mı? Yoksa toprağa mı gömecek? Dikkat edin verdikleri hüküm ne kötüdür! * Çocuk yapmak bir yatırımdır, hayat sigortasıdır, emeklilik fonudur. Büyütürsün, beslersin, yetiştirirsin ve sonra iş yapamaz hale geldiğinde yetiştirdiğin evlatların sana bakar. Bu binlerce yıl bu şekilde devam etti. Bu perspektifte baktığımız zaman erkek çocuklar da zaman zaman gömülmüş/öldürülmüş ama çoğunlukla gömülen çocukların kız çocukları olması daha anlaşılabilir oluyor haliyle. Çünkü fazlası ölü yatırıma dönüşme riskine dönüşüyor. Ne kızlarının bolluğuyla övünebilirsin, ne gelecekte onlara işlerini devredebilirsin, ne de o kızın sana bakmak gibi bir mesuliyeti vardır. Böyle olduğu için kız çocukları sadece fakirler için değil nüfuzlu aristokratlar için de hoşlanmayacakları bir şeye dönüşüyor. Bunları da anlayamamak çok zor şeyler değil. Daha düne kadar -belki hala- bizim güneydoğu bu tip hikayelerle doluydu. Doğum kontrol yok, kürtaj yok, kapısına bırakacağın bir çocuk esirgeme kurumu yok. İstenmeyen çocuk imha ediliyor. Doğada da benzerlerini gördüğümüz bir şey zaten bu. Kevser suresinde mesela peygamberle "soyu kesik" diye alay edildiği geçiyor. Çünkü bir erkek çocuğu yok. Sonra defaatle mallarıyla ve boy boy oğullarıyla övünen müşriklerin vahim durumundan bahseden bir sürü ayet var. Ama öyle istisnasız her kızın öldürüldüğü gibi bir durum zaten olamaz taktir ederseniz. Hiç erkek gömülmemesi durumu da yok tabii ki. Bu gömme meselesi çok abartılıyor her yerde de benim gözümde kürtaj motivasyonundan çok farkı yok. Eylemin ahlaki durumu açısından elbette arasında dağlar kadar fark var ama bugün bir insan neden kürtaj yaptırır diye düşündüğünüz zaman o zaman neden kız çocukları gömülüyormuş bunu anlıyorsunuz. Burada ilginç olan şey bu toplumda bir adamın çıkıp böyle bir olayı kökten kesiyor olması bence. Bugün Hasan Mezarcı'nın toplumda kürtaj olayını kökten bitirebildiğini bir gözünüzde canlandırın. Baya dehşetli bir olay olurdu. Hz. Muhammed'in buna benzer ve hatta çok daha çarpıcı bir sürü icraatı var. Toplumun en temel, en yerleşik davranışlarını kökünden değiştirip yenisini inşa ettiği. Bana acayip geliyor. Sırf inanç meselesi değil yani. Burada kocaman bir yaşam biçimi ters yüz ediliyor. Bugün din değiştirmek gibi bir insanın hayatındaki en önemli değişikliklerden bir tanesini yapan insanlar bile yaşam biçimini çok ama çok az miktarda değiştiriyorlar. Kolay değil çünkü. Ankebut suresinde muhteşem bir soru var: iman ettik demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar?